24 Ocak 2013 Perşembe

GENEL YORUM
                     Muğla İl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi internet sitesi diğer bakanlık sitelerine göre oldukça geniş ve ayrıntılıdır.Sitede tanıtım filmi mevcuttur.Bölge hakkında verilen genel bilgi yeterlidir.İstatistikler ve sit alanları ilgi çekicidir.En çok beğendiğim kısım ''yapmadan dönme'' bölümüdür.Bence bu bölüm gerçekten okunmalı ve mümkün olduğunca uygulanmalıdır.
Sitenin yapısı,arka planı daha profsyonel olabilirdi.Günümüz koşullarında mutlaka üç boyutlu görüntüler,panoramik çekimler hatta 360 derece görüntüler kullanılabilirdi.Sitedeki en büyük eksiklik güncelliğin olamamasıdır.Daha güncel şekilde yürütülebilir.Etkinliklere yer verilebilirdi.Ayrıca deniz turizminin bu kadar yaygın olduğu bu bölgede tanıtımın bu denli az olması da gariptir.

                           MUĞLA'NIN HEMŞERİLERİ:
* Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı;
* Yatağan'ın Turgut beldesinde bir konak yaptırarak 2 yıl sürekli, 17 yıl aralıklarla burada kalan büyük Türk ressamı Osman Hamdi Bey;
* Bodrum Paşası Zeki Müren.
* Can Yücel: Mezarı son yıllarını geçirdiği Datça'da bulunmaktadır. Hayranları mezarını sık sık ziyaret ederek şarap şişesi bırakmaktadır.
* 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren: Emeklilik günlerini Marmaris Armutalan'da resim yaparak sürdürmektedir.
  EVLER HAKKINDA



Muğla denizden 670 m yükseklikte, üstü düz bir kaya kütlesi şekliyle ilginç bir görünüme sahip olan Hisar Dağı'nın eteklerinde kurulmuş 48000 nüfuslu bir kent merkezidir. Daha yakın geçmişe kadar sanayisi veya başka bir işlek sektörü bulunmayan son derece sakin küçük bir idari merkez konumunda iken, son yıllarda Muğla Üniversitesi'nin getirdiği canlılıkla kentsel alan Muğla Ovası'na hızla yayılmaktadır.

Muğla ovası, Menteşe kalker platosunda Neojen çağında oluşmuş depresyon ların sonradan karstlaşmasıyla oluşmuş çanak şeklindeki çukurluklardan biridir. Muğla ovasına benzer jeolojik yapıya sahip komşu ovalar Yeşilyurt, Ula, Gülağzı, Yerkesik, Akkaya, Çamköy, Yenice ovalarıdır. Muğla ovası Karadağ, Kızıldağ, Masadağı ve Hamursuz Dağı (tepesinde Hamursuz Dede'nin yatırı bulunmaktadır) ile çevrelenmiş olup, şehir sırtını dayadığı Hisar Dağı'ndan hareketle, öncelikle ova yönünde, kısmen de solunda İzmir yolu üzerinde yer alan Akçaova köyü ve sağında Karabağlar Yaylası'na bakan Düğerek mahallesi hatlarında gelişmektedir. Düğerek'in kurulduğu yamaçların gerisinde rakım hızla artar ve Menteşe Dağları silsilesi içinde yer alan Yılanlı Dağı 2000 metreye ulaşır.

Muğla iline bağlı turistik merkezlere ve deniz kıyısına varmak isteyen ziyaretçilerin bazen kenarından geçmekle yetindiği, aslında ilginç özellikleri bulunan bir kenttir. Geleneksel evler dokusu, büryan kebabı, ekşili döş dolması, çıtırmık helvası gibi özgün yemekleri, bölge kaynaklı çok sayıda arkeolojik eserin yanısıra Özlüce köyü Kaklıcatepe'de ortaya çıkarılan 9 milyon yıllık hayvan ve bitki fosillerinin sergilendiği müzesi, Karabağlar Yaylasında yüzyıllardır ışık değmemiş bir zemini örten dev ağaçların altındaki Keyfoturağı ve Narlı kahveleri, aydın ve konuksever halkı güçlü turistik argümanlar oluşturmaktadır.

Muğla evleri

Muğla evleri; tasarımları, ahşap işçilikleri, tavan işlemeleri ve şehrin sembolü haline gelmiş bacaları ile Türk geleneksel mimarisinde özgün bir model oluşturmaktadır. Genelde iyi korunmuşlardır. Geleneksel mimariden doğrudan esinlenmiş yeni yapıların da Muğla bölgesinde halen diğer bölgelerimize kıyasla daha fazla inşa edildiği söylenebilir. Bunda kentin yüksek eğitim ve yerel şuur düzeyi ile yörenin turistik bir bölge olmasının etkileri bulunmaktadır. Kent merkezinde özellikle Hisar dağı eteklerine doğru yoğunlaşan eski Muğla evleri, Karabağlar Yaylası'ndaki Karabağlar mahallesi ve Yılanlı Dağı yamacındaki Düğerek mahallesi evleri ile bir arada ele alınabilir.

'Hayat' olarak adlandırılan açık ön sofalar, kuzulu kapı olarak adlandırılan avlu girişleri, ocaklar, bacalar, uzun ve geniş saçaklar, tavan süslemeleri, ahşap süslemeli verandalar, duvarlara gömülmüş dolap biçimli banyolar Muğla evlerinin tipik özellikleri arasındadır. Büyük çoğunluğu avlulu ve iki katlıdır. Bazılarında hayat bölümü sonradan kapatılmıştır. Yakın devirde inşa edilen evlerde ise, 'hayat' doğrudan kapalı olarak yapılmaktadır.

Genel özellikleri, bütün Türk evlerinde olduğu gibi, aile mahremiyeti anlayışının bir ürünü olarak içe dönük olmalarıdır. Özellikle zemin katlarında sokağa penceresi olan ev yok denecek kadar azdır. Buna karşılık avluya bakan pencerelerin çokluğu dikkat çeker ve açık, yarı açık yaşam mekanlarıyla, geniş saçaklarla zenginleştirilir. Bu nedenle, ön cephe özelliği avlu tarafından ortaya çıktığından, manzara ve güneş hakimiyetini de dengelemek üzere, evler parsellerin yukarı köşelerine ve kuzeye sağır, güneye açık olarak yerleşirler.

Plan tipleri, 'hayat' ile bunun etrafında yer alan odaların bulundukları konuma ve üst kata çıkan merdivenin yerine göre değişiklikler gösterir. Üzerlerinde yer aldıkları parsellerin biçimi ve komşu binaların konumu da planların oluşumunda etkili olabilmektedir. Ancak, genel hatlarıyla merdivenlerin, sofa içindeki yerlere göre ortadan ve yandan merdivenli tipler olarak sınıflama yapmak da mümkündür.

Ortadan merdivenlerde, üst kata çıkış binayı simetrik olarak ikiye ayırdığı gibi, farklı şekillerde de bölebilir. Ancak her iki durumda da yaygın olan uygulama, merdivenin geriye doğru sokulan bir orta sofadan çıkması ve binanın arka duvarına yaslanmış olmasıdır. Merdiven ahşaptır. Altı depo olarak kullanılır. Her iki yanında simetri hakimse birer veya ikişer oda yer alır. 'Hayat'a odalara girişte 45 dereceli kırılmalar bulunur. 'Hayat' avlu cepheleri boyunca uzandığı gibi, sadece merdivenin açıldığı ve oda girişlerinin bulunduğu orta kısımda da yer alabilir. Bu tiplerde de yaygın olan uygulama orta sofanın bina cephe hattının ilerisine doğru beşgen şekilde çıkma yapmasıdır. Ortadan çıkan merdivenin yapı kütlesine simetrik olarak ayırmadığı durumlarda ise, 'hayat'ın bir tarafında odalar yer almakta, diğer tarafında ise yine bu bölümün devamı olan yarı açık bir mekan bulunmaktadır. Genellikle, avluya bakan cephelerinde boydan boya 'hayat' bulunan evlerde ise, üst kata merdivenle çıkılır. 'Hayat'ın genişliği binanın yanından çıkan merdivenin iki kolunun genişliği ile uyum içindedir. Odalar 'hayat'ın gerisinde ve yapının arka duvarına yapılmış olarak yan yana sıralanırlar. Her biri doğrudan 'hayat'a açılır.

Sokaktan evlere kuzulu kapılardan girilir. Bu kapı geniş iki kanadı olan ve bunlardan genellikle girişe göre sağ taraftakinin içinden ikinci bir küçük kapı açılan, 2.30 m. yükseklikteki avlu duvarının yüksekliği ile orantılı, çoğunun üzerinde küçük iki tarafa meyilli. kiremit örtülü, ahşap çatısı bulunan kapılardır.

Avlular, yılın yedi sekiz ayı boyunca yaşanılan, evin kapalı mekanları ve 'hayat'larıyla kullanım bütünlüğü içinde olan, genellikle kayrak taşı ile kaplı bir çoğu havuzlu iç bahçeler şeklindedir, Duvarlara yakın yerlerde ağaçlar yer almaktadır. Evin bir duvarına bitişik olarak veya yarım bir konumda tek katlı müştemilat bulunur. Müştemilat içinde evin asıl mutfağı, ocağı, kileri ve bazen de banyo yer alır. Ayrıca, temiz su havzaları da bu binanın içinde veya dışındadır.

Yapılar genellikle taş veya ikinci derecede ahşaptır. Tüm taşıyıcı duvarlar, avlu duvarları, özellikle zemin katlar kireç harcı, kırma-moloz taş duvarlarla inşa edilmiştir. Çatı örtüsü olarak alaturka kiremit kullanılır. Çatı dışında duvar üstleri, ocak çıkıntılarının baca halinde daraldığı girintilerin üstleri de yağmurdan korunacak tüm çıkıntılar bu kiremitle örtülüdür. Ayrıca, bugün Muğla'nın sembolü olarak kabul edilen karakteristik bacadan alaturka kiremitlerle yapılan kendine özgü bir şapka ile kapatılmıştır.
MUĞLA'DAN ÜNLÜ OLDULAR
* Halikarnaslı tarihçi Herodot;
* Turgut Reis (Türk denizcisi);
* İstanbullu bir Rum ailenin çocuğu olup, Muğla'da doğan uluslararası silah taciri Basil Zaharoff;
* Baba Eftim Erenerol ile Türk Ortodoks kurultayını toplayarak Kurtuluş Savaşı'na destek kararı çıkartan Bodrumlu Pulluoğlu İstimat Zihni Özdamar;
* Jön Türklerin ilerigelenlerinden ve sonradan Atatürk'e destek olmuş Bodrum Yahudi cemaatinden Avram Galanti;
* Atatürk'ün İçişleri Bakanı İstanköylü Şükrü Kaya;
* Kurtuluş Savaşı'nda 11. Tümen komutanı General Mustafa Muğlalı;
* Cumhuriyet gazetesinin kurucusu ve Atatürk'ün çalışma arkadaşı Fethiyeli Yunus Nadi Abalıoğlu ve oğlu Nadir Nadi Abalıoğlu;
* Doğu Karadeniz'de çay tarımını başlatan Muğlalı Kuloğulları ailesinden ziraat mühendisi Zihni Derin;
* Başbakan Tansu Çiller'in babası, 1950'li yıllar İstanbul vali ve belediye reisi muavini Milaslı Necati Çiller;
* Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın öğrencisi Şadan Gökovalı;
* Ünlü Akyaka Çakırhan evlerinin mimarı, Ağa Han ödülü sahibi Nail Çakırhan;
* Dünyanın en büyük amatör yıldız gözlemcileri kuruluşu AAVSO'ya 30 yıl başkanlık yapan gökbilimci Bodrumlu Janet Akyüz Mattei;
* Türk Halk Müziği sanatçısı Ege bülbülü Muğlalı Memiş (Memiş Güniç);


 İSİMLERİ DUYULMAMIŞ İYİKİ DE ÖYLE OLMUŞ!


                      Muğla'da adı duyulmamış birçok köy var.Doğal harikaların,mükemmel manzaraların,fazla oksijenden kafayı bulabileceğiniz yerler.Mazı köyü,Peksimet köyü,Pınarlıbelen Köyü,Gökpınar Köyü,Çamlık Köyü,Bahçekaya Köyü bunlardan sadece bazıları.Bu yerlerin keşfedilmemiş olması bizim için büyük kayıp ama eminim ordaki insanlar için bir şans.Muğla'ya sadece ünlü olmuş yerlere gitmekte sizin için bir kayıp.Kafa dinleyebileceğiniz ve kendinizi bulabileceğiniz bu yerlere yatırım yapmak çok avantajlı olurdu  bence.